Hayvanlar alemi için estetik sıfatlar genellikle aslan, puma gibi kedigiller ya da tavus kuşu, kartal gibi kuşlar için kullanılır. Asalet, cesaret, gözü karalık timsali bu görkemli kuş da bence hatırlanmayı fazlasıyla hak ediyor.

Kavgacı ama sempatik; gösterişli, bir yandan da komik… Dünyada en fazla bulunan kuş türü olan tavuğun erkeği… Dişilerine göre daha parlak renklere sahip horozlar, gösterişli kuyrukları, ibikleri ve mahmuzlarıyla da dişilerinden ayrılıyor.

Horozun ötüşleriyle güneşin doğuşu arasında kurulan ilişki, mevsim değişikliklerinde gece uzunluğuna göre ötüşünü ayarlaması, horozu özel kılmış ve birçok kültürde kutsal sayılmış. Horoz, güvenin ve uyanıklığın simgesi olmakla birlikte, görünüm ve davranışları nedeniyle de gururu, zindeliği ve azameti simgeliyor. Yiyeceğini eşi ile paylaşmasından dolayı iyilikseverliğin ve cömertliğin simgesi olan horoz, düşmanına karşı da korkusuz bir savaşçı…

Horoz Türklerin eski inancı Şaman kültüründe; gök, yer ve atalara sunulan kurbanlar arasında.
Orta Asya’da, direk üzerine horoz figürü ile yapılan ritüeller de şaman inançlarının bir uzantısı sayılıyor. Hun kurganlarında (mezarlarında) bulunan horoz figürleri Şaman inançları ile ilişkili. Pazırık ve Göktürk kurganlarında da çift başlı horoz figürlerini görmek mümkün. Horoz imgesinin sonsuzluğu ve ölümden sonraki yaşamı simgelediği, ölen kişinin ruhunu koruyan bir tılsım olduğu düşünülmüş. Horoz Zerdüştlükte de ateşi simgeleyen kutsal bir hayvan sayılmış.

Eski Gagavuz Devleti’nin bayrağında Türklerde kutsal olan beyaz horoz, al zemin üzerine çizilmiş. Horozun kutsiyetiyle ilgili inanışlar Müslümanlıkta da devam etmiş. Anadolu Alevi inancında horozun, melek Cebrail’i simgelediğine inanılıyor.

Orta Asya Türklerinin dini ritüellerinde var olan horoz kurban etme geleneği, Aleviler arasında halen devam ediyor. Bektaşi inancında da beyaz horoza özel bir değer verilir. Bunun nedeni, Hacı Bektaş Velî’nin beyaz horozun üstünde, Kırşehir Hacıbektaş Köyü’ne gelerek keramet gösterdiği söylencesi.

Horoz imgesi Nuh Tufanı’nı betimleyen minyatürde, Nuh’un Gemisi’nin ön uç kısmında koruyucu bir simge olarak yer alır. Diğer dinlerde de horoza benzer biçimde kutsallık atfedilmiştir. Yahudilikte beyaz horoz, günahsızlığın, arınmışlığın simgesi olarak, Kapparahta (kefaret) ritüelinde kurban edilmektedir. Yahudilere göre şafakta öten horoz, kurtuluşun simgesidir. Öten horoz mesih/kurtarıcı, çağının aydınlatıcısı olarak kutsallaştırılmış, Hristiyan inancında da bu görüş devam ettirilmiştir. Horoz, dirilen, göğe yükselen İsa’nın da simgesidir

Horoz, Germen şamanizminde ölümden sonra dirilişi simgeler. Güney Slavlarında ve Macarlarda, gelin çeyizlerinin içine gerçek veya simgesel konulan horoz, doğum bereketinin simgesidir.
Türk düğün adetlerinde de gerdekten önce damat ve geline tavuk yedirme geleneği aynı inançtan kaynaklanır.

İranlılara göre de kutsal olan horoz, İran mitolojisinde, Mitra inancında güneşin, yeniden dirilişin ve sonsuz yaşamın simgesidir. Japonya’da horoz, Güneş Tanrıçası’nın ışığı ile özdeşleştirilir. Japon inancına göre, Güneş Tanrıçası Amaterasu’nun mağaradaki saklanışı horozun ötüşüyle son bulacaktır. Çinlilere göre horoz, ölümsüzlüğün kaynağı kabul ettikleri yang iksirini vücudunda taşıyan önemli bir hayvandır. Çin kültüründe özellikle kutsal sayılan beyaz horoz bazen bir ilâh olarak görülmüş, bazen de beyaz rengin sembolik mânâsından dolayı kalbin temizliğinin bir amblemi olmuştur. Bunun için geçmiş evlilik törenlerinde gelin ve damadın elbisesinin üzerinde horoz tasviri yer alırdı. Hint mitolojisinde de horoz, güneş gibi ışık saçan Skanda’nın simgelerinden kabul edilmiştir. Anadolu’da horozla ilgili kullanılan deyimlerden biri olan horozlanmak; kabadayıca bir tavır takınmak, karşı gelmek, kafa tutmak, kurum satmak ve kendini beğenmek anlamı taşır. Horozlanma aynı anlamı ile Kırgız sözlüğünde de yer alır.

Horoz dövüşü
Horozların aynı türün erkeklerine karşı gösterdikleri saldırganlık bu sporun doğmasına yol açmıştır. İlk çağlardan bu yana Yunan, Roma ve Çin’de kâhin bildirisi yerine de geçen horoz dövüşleri, Amerika, Filipinler, Antiller ve Meksika’da yaygın olarak (maalesef) yapılır. Ülkemizde, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununa dayandırılarak horoz dövüştürme gösterileri kanunen yasaklanmış olup suç kapsamındadır.

Sanatta horoz

Pablo Picasso
Picasso’nun horozun saldırganlığını ve kibrini karikatürize biçimde yorumladığı birçok resminde görülür. Picasso’nun ‘‘Horozlu Kız’’ adlı resmi, savaşın zalimliğini vurgulamak için simgelerle dile getirilen kavramsal bir anlatımdır.

Jean-Leon Gerome
Sanatçının Horoz Dövüşü adlı yapıtı yarı çıplak halde horoz dövüşü izleyen ergen çiftin portresidir.

Çiftin gençliğiyle arka plandaki yıpranmış Sfenks profili zıtlık teşkil eder. Aynı zıtlık, Yunanlı gençlerle iki horozun dövüşünde de görülmektedir. Resmin ön planında betimlenen horozlar simgeseldir. Amaç horozların dövüşünü resmetmek değil, iki cinsiyet arasındaki etkileşimi göstermektir.

Ivan Generalic
20.YY’ın büyük sanatçılarından olan Hırvat ressam Ivan Generalic’in, ‘‘Çarmıhtaki Horoz’’ resmi çok ilgi çekmiştir. Yapıttaki horozun, Çarmıhtaki İsa’yı simgelediği düşünülmektedir.
Sanatçının resminde, altın başaklar tarlasında bir korkuluğa çivilenmiş, kırmızı ibikli, boynu kesilmiş horoz, şiddeti; kara bulutlar, hüznü ve matemi simgelemekle birlikte,
doğaya duyulan güven ve umudu da hissetmek mümkündür.

Marc Chagall
Chagall için horozun simgesel bir anlamı vardır. Chagall’ın ‘‘Horoz’’ adlı yapıtında (açılış sayfası resmi) doğa içinde iki sevgilinin ruhsal ve bedensel yakınlığı görülür. Bir amazon yerlisine benzeyen dişi, soytarı horoza sarılır. Tensel sarılışla bütünleşen figürlerin büyük olasılıkla dışarıdan tek figür gibi görülmeleri amaçlanmıştır. Chagall için horozun ruhsal güçleri simgelediği söylenebilir.

Miro’nun horozu
20.YY’ın büyük Sürrealist sanatçılarından olan İspanyol ressam Joan Miro, ‘‘Horoz’’ resminde İspanya İç Savaşı’ndan etkilenmiştir. Miro’nun horozunun üstündeki renkler ve lekelerle oluşan parçalanmalar, savaşın gerçek yüzünü yansıtmaktadır.
Bütünü bir araya getirmeye çalışan plastik tekniklere boyun eğmeyen horoz, içine girdiği ufka hükmetmektedir. Resimde simge olarak kullanılan horozun hareketli beden dili, önündeki engeli aşma, hedefe doğru ulaşma azmini de vurgulamaktadır.

Horoz dilimize Farsça’dan, ‘‘Horus’’ kelimesinden geçmiş. Kelimenin anlamı “bağırıp çağırmak”. “Ağıt yapmak” da aynı kökten geliyor.

Fransa’nın simgesi
Ortaçağ’da Gal Horozu, ümidin ve inancın dinsel simgesi olarak yaygın bir şekilde kullanılmış ve doğmakta olan Fransız ulusuyla ilişkilendirilmiştir.
Halen devletin resmi mühründe; özgürlüğün simgesi olarak oturan bir kadın, sol elinde bir demet tutmakta, sağ elinde ise bir dümen tutmakta, dümenin üzerinde ise Galya horozu bulunmaktadır.

Hekim Tanrı’nın da yardımcısı
Tıptaki iki sembolden biri olan tek yılanlı asanın sahibi Asklepios’un yardımcılarından biri de horozdur. Hekim Tanrı’nın yanında her zaman yılanlı asası, gümüş tası, horozu ve köpeğiyle dolaştığı söylenir. Asa yolculuklarında Asklepios’a eşlik edip yorulduğunda ona destek veren bir denge aracıdır. Gümüş tas ilaçlarını hazırladığı kabı, horoz doğan güneşi haber veren yardımcısı, köpek şifa dağıtıcı kutsal hayvanıdır. Asklepios’un asasına sarılı yılan ise hem hastalığın hem de sağlık ve gücün simgesidir.

Horoz, ömründe bir kez küçücük bir yumurta yumurtlar.

Horoz sesi
Horozlar sadece sabah gün doğarken ötmezler. Gün içinde de alan belirleme ve kümesi idare etme amaçlı öten horozlarda, en yüksek desibelli ötüş gün doğarken olanıdır. Bu yüksek sesten horoz etkilenmez, zira gagasını açtığında kendi duyma alanlarını kapatmaktadır. Horozlar, aynı anda ötmezler, birbirini beklerler.

Gözcüsü Alektryon’a kızan Tanrı Ares onu horoz’a dönüştürür.
Zanaat ve ateş tanrısı Hephaistos’la evli olan Afrodit; geceleri gizli gizli Savaş Tanrısı Ares’le buluşup sevişmektedir. Afrodit’in yalnız olduğu gecelerde yanına gelen Ares; Alektryon isimli genci gözcü olarak bırakıp, şafak sökene kadar sevgilisiyle baş başa kalır. Alektryon şafak vakti olduğunda Ares’i uyandırır ve güneş doğup ilişkiye şahit olmadan ayrılırlar.
Yine iki aşığın buluştuğu bir gece kapıda gözcülük eden Alektryon uykuya yenik düşer. Güneşin doğduğu saatlerde uyuyakalır delikanlı. Güneş Tanrısı Helios durumu görür ve haberi Hephaistos’a yetiştirir.

Aldatılan koca ihanetin intikamını almak için demirden görünmez bir ağ örüp yatağa gizlice serer ve gece evde olmayacağını söyler. Hephaistos evden ayrılınca Ares soluğu sevgilisin yanında alır ve İki sevgili tam yatağa uzandıklarında görünmez ağa yakalanırlar.

Hephaistos; tüm Olymposlu tanrıları çağırarak karısı ve sevgilisinin kınanmasını sağlar. Bu olaydan sonra Afrodit Kıbrıs Adası’na, Ares Trakya’ya kaçar.

Ares gözcüsünü; önce yaşam boyu yatakta uyumaktan men eder. Yatak anlamına gelen ‘‘Lektryon’’ adının önüne gelen ‘‘a’’ ekiyle ‘‘yataksız’’ anlamına gelen ‘‘Alektryon’’ kelimesinden de anlaşılacağı gibi, horozlar yatmazlar ve ayakta uyurlar. Kızgın Tanrı aynı zamanda Alektryon’u Horoz’a dönüştürür ki; kümesinin ömür boyu bekçisi olsun ve yaşamı boyunca seher vakti güneşin gelişini herkese haber versin…

*Şirketimiz Turuncu’nun logosunun da stilize edilmiş horoz olduğunu dipnot olarak ekleyeyim. Bu hayvanların hafif deli, heyecanlı, kavgacı, alanına sahip çıkan, renkli, gürültücü halleri biraz bana benziyor. Dahası iletişim için akla gelen ilk iki hayvan kuş ve horoz. Twitter iyi ki kuşu seçmiş, sevdiğim bana kaldı. O ibik kızıl yıldıza da benziyor ki, mis…