Modern zamanların “Hat Sanatı” üzerine eğitici, eğlenceli bir bestseller:
“Tam Benim Tipim (Just My Type)”

Kelimeler bizimle biçimleriyle de konuşur. “Büyük harfle yazınca bağırmak anlamına gelir” değil mesele. Harflerin şişman, ince, tırnaklı ya da düz, italik, el yazısı oluşu ile bir duruşları var ve daha okumaya başlamadan o yazının sahibi hakkında fikir verebiliyorlar.
Tip diye çevrilen type, bizim meslekte font, yazı karakteri demek. Tam Benim Tipim bir font kitabı.
Ben bundan güzel bir tanıtım yazabilir miyim elbette hayır, arka kapaktan alıntıladım:
“Bir fontu, bir ülkeye, bir dine, bir döneme, bir mesleğe ya da bir duyguya has kılan şey tam olarak nedir? Arial’ın dingin kim(liksiz)liğinden, Times New Roman’ın pratik ciddiyetinden, Comic Sans’ın rahatsız edici hafifliğinden -ve kullanımını yasaklama kampanyasından- kimler sorumlu? Trajan’ı bütün kötü film posterleri için vazgeçilmez kılan ne? Tüm zamanların en iyi ve en kötü fontları hangileri? Ve tabii, kaçınılmaz soru; seçtiğin font senin hakkında ne söylüyor? Tabelalardan menülere, havalimanlarından giysilerinizin etiketlerine, baktığınız her şeyi farklı görmenizi sağlayacak bir kitap Tam Benim Tipim. “Eğer öğle yemeğindeki kaşığın şeklini hatırlıyorsanız, şekli yanlış demektir,” -Adrian Frutiger, iyi bir fontun farkedilmez olması yönünde görüşünü paylaşırken…”

Sadece reklamcılar, grafikerler, sanat yönetmenleri değil yazıya bulaşan türden bir iş yapanlar (bilimsel bir toplantıda sunuş yapanlar, teklif sunanlar, vs. vs.) için işe yarar bir kitap. Bu alanda daha iyisi de yazılmadı, İletişim her şeydir, buna kullandığınız font da dahil.

Aslı Delikara